Kategoriler
Main page

Breaking Point: Tenis Belgeseli

Bence şu ana kadar yapılmış en iyi belgesellerden biri. Tek şikayetim keşke daha az insanların röportajı olsaymış.

Puan 8/10

Kategoriler
Main page

Outer Banks

Outer Banks bence boş zamanlarınız da izleyebileceğiniz çok güzel bir dizi. Hikayesi bence gayet güzel. Çekimler fena değil.

Puan 7/10

Kategoriler
Main page

Şahmaran

Bu dizi hakkında çok konuşmak istemiyorum çünkü güzelim hikayeyi anlatabilecekleri en kötü şekilde anlatmışlar. Yani yazık o kadar büyük potensiyali olan şeyi harcamışlar resmen.

Puan 2/10

Kategoriler
Main page

İyiler ve Kötüler Okulu

Yarın yayında…

Kategoriler
Main page

The Fallout:Konuşulması gereken bir film

Hbo bence bu senenin bomba filmlerden birini yapmış diyebilirim. “The Fallout” filmi ocak ayında çıkmasında rağmen geçtiğimiz günlerde izleme fırsatı bulduğum bir film. Film bütçesine rağmen bu sene çıkan yüksek prodüksiyonlu filmlere taş çıkartacak kadar iyi. “The Fallout” Amerikada gerçekleşen bir okul saldırısından sonra Ava karakterinin yaşadıklarını anlatıyor. Peki bu film neden bu kadar iyi?

Öncelikle film hakkında sevdiğim şeylerden biri kesinlikle hikayeyi Ava’nın gözünden izlememiz. Filmde Ava’nın her günkü gibi okula gider. Ondan sonra ders sırasında küçük kız kardeşinden bir mesaj alır ve acil bir durum olduğunu öğrenir. Kız kardeşini bu acil durumdan kurtarmak için kızlar tuvaletine gider ve ona yapması gerekenleri anlatır. Bunları anlatırken o sırada tuvbalette bulunan Mia’yı görür. Mia o gün gerçekleşecek olan fotoğraf çekimi için makyaj yapar. O sırada ikiside önce bir el silah sesi ardından ise 20-30 el arası silah sesi duyar ve hemen tuvalet kabinlerinden birine girerler. İkiside şok içerisindedir ve sesler devam ederken içeriye üstünde kan olan biri girer. Giren kişi kardeşi vurulmuş olan Quetindir. Vada ve Mia onu hemen kabinin içine alır ve saldırı bir süre sonra biter.

Filmin bu kısmından sonra bütün karakterlerin kişiliklerinin değişmini ve Ava’nın okulda çok önemsemediği kişilerin ölmesinden dolayı yaşadığı travma gösteriliyor. Filmde önce Ava’nın yaşanan bu saldırıdan sonra nasıl hissettiği ardından Mia ile kurduğu ilişki ve Quentinle kurduğu arkadaşlık işleniyor. Bunların yanı sıra ailesiyle olan sağlıksız iletişiminin sağlıklıya dönmesini de görüyoruz. Film saldırının neden gerçeklerştiğini açıklamıyor ve bunu açıklamayı kendine bir amaç olarak biçmeyip onun yerine yaşananların önemli bir sorun olduğunu ve bunlar için önlem alınması gerektiğini anlatıyor.

Filmde değinmek istediğim bazı karakterler var. Örnek olarak Mia karakteri. Mia, büyük bir evde tek başına yaşayan annesi babası sanatçı olup yılın büyük bir kısmı eve gelmeyen biri. Mia saldırıdan yaklaşık iki gün sonra Ava’ya evine gelmesi için bir mesaj atar. Ava geldiğinde aralarında geçen bir dialog dikkatimi çekti. Ava zile bastığında, Mia kapıda beklemesine rağmen sanki uzaktan geliyormuş gibi ayak sesleri yapar. Ardından Ava içeri girer ve Mia hemen Ava ya bir kadeh şarap koyar. Tam o sırada Ava, “Sende geceleri kabuslar görüyor musun?” der. Mia hiç beklemeden “Kabus görmek için önce uyumak gerekir.” der. Bu dialog dikkatimi çekti çünkü bu olaylar olmadan önce Mia okulda havalı ve özgüvenli biri olarak biliniyordu. Fakat bu olaydan sonra ailesinin bile onun yanına gelmeyip Pariste kalmaya devam etmesi ailesinin bile onu önemsemediğini gösteriyor. Bu yüzden de dışardakiler için kendine bir maske oluşturmuş olduğunu görüyoruz. Ayrıca hikaye ilerledikçe Mia’nın Ava ile kurduğu bağın gelişmesine ve beraber bu süreci atlattıklarını görüyoruz.

Mia dışında Ava’nın küçük kız kardeşi Amelia çok dikkatimi çekti. Çünkü olanlar Amelia’nın umrunda değil ve düşünmeden bazı durumlarda söylenmeyecek şeyleri bam diye söylüyor. Buna örnek olarak Ava henüz saldırının şokunu atlatamamışken ona saldırıda ölen kişilerin listesini gösteriyor. Ava bu durum karşısında bekleneceği gibi yıkılıyor. Amelia bu durumu öngerememesi bir yana yaptığı şeyin uygun olmadığını bile kavrayamıyor. Onun dışında Amelia aslında toksik popüler kültürle iç içe yaşayan biri. Buna örnek olarak Ava, Quentinle kardeşinin cenazesi hakkında mesajlaşırken Amelia aynı odada TikTok çekiyor. Bu kare aslında çok ironik çünkü bir taraf ölüm gibi bir konu ile uğraşırken öteki taraf dans ediyor. Bütün bunların yanı sıra Amelia aslında filmin sonlarına doğru kendini açıyor ve aslında tek istediğinin ablası ile vakit geçirmek onun desteğini ve varlığını hüssetmek olduğunu gösteriyor.

“The Fallout” bana göre karakterleriyle ve hikayesiyle öne çıkan bir film. Tabii bunlar dışında ışıklandırma, kamera açıları ve kıyafetler ortalama üzeri bir düzeyde hazırlanmış. Benim size tavsiyem eğer boş bir zamanınız varsa kaçırmamanız gerken bir film.

*****Buradan sonra filmin sonu ile ilgili düşüncelerimi anlatacağımdan. Spoiler almak istemeyenler burdan sonrasını okumasın!*****

Filmin sonunda Ava, Mia ile yazışırken bir anda telefonuna düşen mesajla şoka uğrar ve ağlar. Şoka uğrayıp ağlamasının nedeni telefonuna gelen mesajda başka bir eyalette bir okulda bir saldırı olduğunu ve 

Puan9.5/10

Kategoriler
Dizi İncelemesi

Wednesday: 13. Cuma’da doğan kız

Wednesday karakteriyle ilk tanışmam çok eskiye dayanmıyor.Bu yaz kuzenlerim ,ben ve kardeşlerim bir film izlemek istiyorduk. Netflix’e girdiğimizde gözümüze “Addams Ailesi” diye bir film çarptı. Filmin animasyon halini sinemada ve reklamlarda görüyordum. Bu filmin onun daha eski versiyonu olduğunu düşündüm ki haklıydım. Filmi izledikten sonra gözüme çarpan birçok şey oldu. Morticia Addams ve Gomez Adams’ın ilişkisi bunlardan bir tanesiydi. Aynı zamanda, Wednesday karakteri daha önce pek karşılaşmadığım bir kişiliğe sahip. Hareketleri, olaylara karşı takındığı tavırları veya ağzından çıkan herhangi bir cümle bile bir hayli kabaydı ama bunları küçük bir kızın söylemesi ise bu durumu hem tuhaf, komikti ve karakteri ilgi çekici kılıyordu. Filmi izlememizden birkaç ay geçtikten sonra karşıma bir haber çıktı ve haberde Netflix’in Wednesday’in başrolünde olduğu bir dizi yayınlayacağını gördüm. Hemen internete girdim ve dizide kimler oynuyor veya daha önemlisi kim tarafından yönetildiğini gördüğümde bu dizinin bir hayli başarılı olacağını anladım.Dizinin dört bölümünün yönetmeni, birçoğumuzun küçüklüğüne damga vurmuş olan Tim Burton’dı.Tim Burton gerçek anlamıyla bu tarz filmleri yapmakta ustalaşmış çok renkli karaktere sahip bir yönetmendi. Bu iş için biçilmiş kaftandı. Tim Burton dizinin sekiz bölümünün dördünü yönetmiş. Peki genel olarak Wednesday dizisi nasıl?

İlk önce hikayeyi inceleyecek olursam Wednesday’in korkutucu ve güzel kabalığını bir gizemle birleştirmeleri kesinlikle çok güzel olmuş. Hikayemiz Wednesday’in, Nevermore okuluna gelmesiyle başlıyor. Bu okul özellikle “outcast” olarak tanımlanan yani alışılmışın dışında bazı insanüstü özelliklere sahip çocuklar için yapılmış bir okul. Wednesday okula geldiğinde asi yapısından dolayı olay çıkaracağını düşünmüş olabilirsiniz ama olay onu buluyor. Wednesday ölümle burun buruna geldiği bir durumla burun buruna geliyor. Henüz Wednesday’in yanındakiler olayın şokunu atlatamamışken o çoktan bu olayın arkasında kimin ya da kimlerin olduğunu araştırmaya başlıyor. Olayı çözmeye çalışan Wednesday kendini büyük bir planın içindi buluyor. Nevermore’a karşı bir saldırı gerçekleşeceğini ve bu saldırının önüne geçebilecek olan tek kişinin kendini olduğunu öğreniyor. Hikaye genel hatları ile böyle. Hikaye karakterin farklı hiç görünmemiş bir tarafını ortaya çıkarmış. Şahsen, Wednesday’in bu yeni portrelenme şeklini çok beğendim. Wednesday’in kişiliğini ve havasını bozmadan anlatması da çok hoşuma gitti. Fakat dizinin her şeyi topalayıp bir sonuca bağlayacağı son bölümüne çok fazla içerik doldurmuşlar. Bu yükleme sonucunda dizinin sonunda beklediğiniz yüzleşme çok kısa bir şekilde oluyor. Bence bunu bir böülüm daha ilave edip çözebilirlerdi.

Dizide kullanılan kıyafetler çok özenli ve detaylı bir şekilde hazırlanmasının yanı sıra karakterlerin kişiliklerini ayırmada izleyiciye çok yardımcı oluyor. Mesela dizide Wednesday karakteri renklere alerjik biri olarak gösteriliyor ve ona göre de giydiği her şey beyaz ya da siyah. Hatta dizi de bütün okuldaki herkesin giydiği üniforma mavi-siyahken, onun giydiği beyaz ve siyah. Onun dışında Enid karakteri de giyimi ve karakteristiği birbiriyle çok bağdaşan başka bir karakter. Enid, Wednesday’in aksine daha renkli bir kişiliğe sahip bu yüzden de giydiği kıyafetler daha renkli ve daha göz alıcı oluyor. Bu kişiliklerindeki farkın kıyafetlerine taşınması izlediğimiz zaman aralarındaki zıtlığı ve beklenmedik şekilde kurdukları arkadaşlığı absürd kılıyor.

Dizi bana göre her ne kadar başarılı olsada “Addams Family” (1991) filminde Wednesday’i oynayan Chritina Ricci bence en iyi Wednesday.

Dizideki diğer her şey ortalama seviyede yapılmış. Dizi eğer eğlenmek ve biraz da gizem istiyorsanız tam size göre.

Puan: 9/10

Translate »